Skip to main content
Çocuklarda Kaygı ve Stres Yönetimi

Çocuklarda Kaygı ve Stres Yönetimi

Yeni Koronavirüs Hastalığı (COVID-19) ile ilgili belirsizlik ve geleceğe yönelik yaşanan duygular kaygıyı doğurmaktadır. Sonucu kestirilemeyen durumlarda kaygılı olmak normal bir tepkidir (Martin&Waltman-Greenwood, 1994). Ancak bu noktada da “normal” kavramı çocuğun kişiliğine, gelişim sürecine ve aile yapısına göre değişkenlik gösterebildiği için dikkatli olunması ve izlenmesi gerekmektedir.

COVID-19’a karşı hissedilen korku ve kaygıyı nasıl yönetebiliriz? Çocukluk dönemlerinde karşılaşılan korku ve belli düzeydeki kaygı normal bir süreç olarak değerlendirilir. Kaygı; belirsiz bir duruma nispeten uzun süreli ve genellikle geleceğe yönelik gerçekleşirken, korku somut bir durum karşısındaki daha kısa süreli bir tepkidir. Bu terimlerin içeriği doğrultusunda çocuğunuz için yapmanız gereken öncelikli adım COVID-19 hakkında konuşmak ve ne bildiğini öğrenmek olmalıdır. Televizyon ve dikkat dağıtıcı diğer unsurların kapatıldığı, ebeveyn ve çocuğun bir arada yakın mesafede olduğu bir ortamda bu konu ilgi ve dikkatle konuşulmalıdır. Biliyoruz ki; gizlenen veya konuşulmayan şeyler çocuklarda daha fazla merak ve kaygı uyandırır. Bu nedenle güvenli bir ortamda ebeveynle konuşmak çocuk için her zaman rahatlatıcı bir etki yaratmaktadır.

“Okulda veya televizyonda ya da bazen bizim kendi aramızdaki konuşmalarda Yeni Koronavirüs Hastalığı (COVID-19) diye bir şey duydun mu? Duyduklarını bizimle paylaşır mısın?”

Bu noktada çocuğunuzla açık bir iletişim kurmalı ve etkin, empatik bir dinleme içerisinde bulunmalısınız. Önce onu dinlemeli, sorular sorarak ne bildiğini, düşündüğünü, duyduğunu, hissettiğini anlamalı ardından siz çocuğunuzun yaşı ve gelişimine uygun olarak anlayabileceği kadar basit, net ve somut örneklerle yanıtlar vermelisiniz.

Eğer çocuğunuz konuşmak istemiyorsa onu zorlamamalı, aklına takılan sorular veya merak ettiği şeyler olursa sizinle her zaman konuşabileceğiyle ilgili bilgilendirmeli ve cesaretlendirmelisiniz.

Yaşına ve gelişimine uygun olmayan detaylar vermemeye özen göstermelisiniz.

COVID-19’un mikroskopla bakıldığında görülebilen; yani gözle görülemeyecek kadar küçük mikroplar olduğunu, ateş, öksürük, zor nefes almaya sebep olabildiğini, ancak grip olmadığını belirtebilirsiniz. Birçok insan kolayca iyileşebilirken bazı insanların iyileşmekte biraz daha zorlanabildiğini ve çocukların bu hastalığı genellikle çok kolay atlatabildiğini eklemelisiniz.

Unutmayınız ki kaygı bulaşıcıdır!
Sakin ve güven veriyor olmanız önemlidir. Ebeveynin kaygılı olması, çocuğun da kaygıyı taşımasına ya da kaygısını arttırmasına sebebiyet verir. “Güvendesin, yanındayım, seni daima koruyacağım.” gibi cümleler çocuklar için rahatlatıcı bir etkiye sahiptir.

Zaman zaman stresli hissetmesinin normal olduğunu bunu herkesin hissedebildiğini ancak stresli zamanların da geçtiğini çocuğunuza bildirmelisiniz.

Tam da burada dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta ise belirsizlik içeren durumlara dair çocuğa gereğinden fazla bir güven aşılamaya çalışmamaktır. Ne olacağına dair cevapları bilemediğimiz durumlar olabileceğini ancak bu durumlarda da birlikte baş edebileceğinizi sözlü ve sözsüz mesajlarla iletmelisiniz. Bilmediğiniz bir şey sorduğunda bunu araştıracağınızı belirtebilirsiniz. Bununla birlikte belirsizliklerin yaşamın bir parçası olduğunu ve bunlarla yaşanabildiğini de çocuğa hissettirmelisiniz.

Çocuğumuzun durum üzerinde kontrol hissetmesini sağlamak adına “Virüsün yayılmasını engellemeye yönelik neler yapabiliriz?” gibi bir soru sorarak birlikte cevapları bulmaya çalışabilirsiniz.

-Ellerimizi sık yıkamalıyız
-Uykumuzu iyi almalıyız
-Sağlıklı beslenmeliyiz
-Ellerimize değil kolumuzun iç kısmına hapşırmalıyız
-Yüzümüze fazla dokunmadan virüsten kendimizi koruyabiliriz.

Bu eylemleri sık sık hatırlatmamaya, dolayısıyla kaygıyı arttırmamaya da dikkat etmelisiniz.

Ev içi rutin yaşamın devam etmesi (akşam yemeği, uyku saatleri, ailece gerçekleştirilen aktiviteler) önemlidir.

İnsanların güvende ve sağlıklı olması için hastanelerin, doktorların ne yapmaları gerektiğini bildiklerini ve bilim insanlarının aşı bulmak için araştırma yaptıklarını belirtebilirsiniz. Okula gitmeyip evde kalmanın mikropların yayılmaması ve herkesin güvende kalması için bir önlem olduğunu belirtebilirsiniz.

Çocuklarımızın ilgi ve yeteneklerine yönelik faaliyetler içerisinde olmasını desteklemelisiniz.

Gevşeme tekniklerini birlikte çalışabilirsiniz…

Derin ve yavaş soluk alıp verme, vücudun çeşitli organlarını tek tek sıkma, rahatlatma gibi fiziksel gevşeme ve nefes egzersizlerini uykudan önce birlikte gerçekleştirebilirsiniz.

Çocuklarımızın korku ve üzüntülerini gösterme şekilleri birbirinden farklıdır.

Oyun oynama, resim çizme, hikâye anlatma gibi etkinlikler ile çocuklarımız duygularını ifade edebilir, sizler de bu anlara eşlik edebilirsiniz. Bu ifade yöntemleri çocukların rahatlamalarını sağlayıcı yaratıcı etkinliklerdir. Bu nedenle herhangi bir yönlendirme içinde bulunmadan “Bir resim çiz”, “Haydi bize bir hikâye anlat”, “Birlikte oyun oynayalım” gibi aktiviteyi başlatmalı, ardından çocuğunuzun iç dünyasından neyi yansıttığına yorumsuz eşlik etmelisiniz. Üzüntü ve kaygısını yansıtmasını bekleyebilirsiniz, ancak çocuklar her zaman bunu direkt yansıtmayabilir. Bu nedenle sabırlı olarak süreci takip etmek her zaman önemlidir.

Stres ve kriz anlarında çocuklarımızın ebeveynlerine daha düşkün olmaları ve onlardan daha fazla ilgi beklemesi normaldir. Bunun farkında olarak ancak aşırı bir ilgi veya çocuğun sorumluluklarını azaltıcı davranışlarda da bulunmadan çocuğun size olan ihtiyacını karşılamalısınız.

Çocuklarımızın zor zamanlarda duygularını nasıl kontrol etmeleri gerektiğini ebeveynlerinin davranış ve duygularını gözlemleyerek öğrendiklerini unutmadan kendi duygu, düşünce ve davranışlarınızın da farkında olmalı ve nasıl örnek olduğunuza da dikkat etmelisiniz.

Zor günlerden geçerken hep birlikte verdiğimiz bu mücadelemiz birbirimizle olduğu gibi çocuklarımızla olan ilişki ve bağımızı da güçlendirici etkiye sahiptir. İlişkilerimizin ve zamanımızın kıymetini daha iyi bildiğimiz sağlıklı günler dileklerimizle.

Kaynak: Kültür2000 Koleji ve Kültür Koleji Rehberlik Uzmanları